Sosyal Sermaye Bileşeni Olarak Gönüllülük: Üniversite Öğrencilerinin Gönüllü Faaliyetlere Katılımı / Volunteerism As A Social Capital Component: Participation Of University Students In Volunteer Activities

Share Embed


Descripción

Bu bildiriye atıf şekli: TEKİN, Ömer Faruk ve SÖYLEMEZ, Adnan (2015), “Sosyal Sermaye Bileşeni Olarak Gönüllülük: Üniversite Öğrencilerinin Gönüllü Faaliyetlere Katılımı”, 1st International Congress on Applied Sciences: Social Capital – UUBK’2015, 23-24 Kasım, ss. 269-278, Konya.

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

SOSYAL SERMAYE BĠLEġENĠ OLARAK GÖNÜLLÜLÜK: ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN GÖNÜLLÜ FAALĠYETLERE KATILIMI Uzm. Ömer Faruk TEKĠN1 Öğr. Gör. Adnan SÖYLEMEZ2 ÖZET Sosyal sermaye, toplum örgütlenmesinin güven, normlar ve iletiĢim ağları gibi unsurlarına vurgu yapan bir kavramdır. Bu unsurlar, toplumda, birlikte veya etkileĢim içinde yapılacak faaliyetleri kolaylaĢtırarak, sosyal etkinliği arttırabilecek öneme sahiptir. Toplumun, gönüllülük temelinde kurulmuĢ etkileĢim becerileri sayesinde, sorunlarını çözebilmesi sosyal geliĢmiĢlik düzeyine ıĢık tutan göstergelerden biridir. Bu bağlamda sivil toplumun vazgeçilmezi ve dolayısıyla yurttaĢlık bilincinin göstergesi kabul edilen gönüllülük, aynı zamanda sosyal sermaye düzeyini oluĢturan bileĢenlerden biridir. Gönüllülük, sosyal ve ekonomik kalkınma süreçlerine katkı sağladığı gibi, bu süreçlerden de beslenmektedir. Gönüllülük anlayıĢı toplumlara ve toplumdaki çeĢitli kesimlere göre farklılık gösterebilmektedir. Türkiye‟de dar gelirlilere yaygın olarak yapılan yardımlar ve hibeler yanında, kan ve organ bağıĢı da bazen gönüllülük olarak tanımlanabilmektedir. Derneklerin, vakıfların, sivil toplum kuruluĢlarının faaliyetleri ve bazı kimselerin bu faaliyetlerde karĢılıksız olarak görev yapmaları gönüllülük kapsamında değerlendirilmektedir. Gönüllülük, menfaat beklemeden karĢılıksız olarak iĢ yapılması veya kendisine ait olmayan bir ihtiyacın tedarik edilmesi anlamına gelmektedir Bunun yanında gönüllülük resmî veya kanunî bir cebrîlik bulunmadan gerçekleĢtirilen faaliyetler olarak da tarif edilebilmektedir. Bu çalıĢmada, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde öğrenim gören ön lisans öğrencilerinin, üniversitedeki öğrenci toplulukları bünyesinde yapılan faaliyet ve aktivitelere katılıp katılmadıkları, buralara üye olup aktif organizasyonlarda yer alıp almadıkları hususu irdelenmiĢtir. Ayrıca, öğrencilere, üniversite dıĢında diğer sosyal aktivitelerin ve gönüllülük esasına dayalı sivil toplum faaliyetlerinin içerisinde bulunup bulunmadıkları ile ilgili sorular yöneltilmiĢ ve bir değerlendirme yapılmıĢtır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Sermaye, Gönüllülük, Üniversite Öğrencileri, Genç Gönüllülüğü

VOLUNTEERISM AS A SOCIAL CAPITAL COMPONENT: PARTICIPATION OF UNIVERSITY STUDENTS IN VOLUNTEER ACTIVITIES ABSTRACT Social capital is a concept, which emphasises the trust, norms and communication networks elements of the social organization. These elements have the importance of having the ability to promote the activities to be done together or in an interactive manner, and to increase the social efficiency, in the society. The society‟s capability to solve their problems by means of the interaction abilities of the society founded on the basis of volunteerism is one of the indicators shedding light on the level of social development. In this regard, volunteerism, which is taken as the sine qua non of civil society and as the indicator of citizen consciousness, is also one of the components to form the level of social capital. Volunteerism, not only promotes the social and economic development, but also takes the advantage of those processes. The approach of volunteerism may differ among the societies and the various parts of the society. In Turkey, donations of blood and organs can be defined as volunteerism, as well as the commonly provided aids and grants for the low-incomers. The activities of the associations, charitable foundations and the NGO‟s and also the complimentary assignments of some people in those activities are taken in the scope of volunteerism. Volunteerism has the meaning of working complimentarily without expecting benefits and providing something which is not needed by the provider. In addition, volunteerism can also be defined as the actions realised without any official or legal obligatory. In this study, it is tried to see whether the associate degree students of the Selçuk University Vocational High School of Social Sciences attended the activities of the student clubs, became members of them and took part in their organizations, or not. Additionally, the students were directed the question about their participation in the other social activities outside the university and the civil society activities based on volunteerism, and an evaluation was made according to their replies. Keywords: Social Capital, Volunteerism, University Students, Youth Volunteerism

1.GĠRĠġ Sosyal sermaye kavramı son yıllarda, sosyolojiden siyasete, ekonomiden iĢletmeye birçok alanda, üzerinde çalıĢılan ve gündemde olan bir konu haline gelmiĢtir. Sosyal sermaye, toplum örgütlenmesinin güven, normlar ve iletiĢim ağları gibi unsurlarına vurgu yapan bir kavramdır. Bu unsurlar, toplumda, birlikte veya etkileĢim içinde yapılacak faaliyetleri kolaylaĢtırarak, sosyal etkinliği arttırabilecek öneme sahiptir. Sosyal sermaye, sosyal güven, toplumsal normlar, sosyal iliĢki ağları, karĢılıklılık, birlikler, kolektif faaliyetler, grup özellikleri, sosyal katılım, komĢuluk iliĢkileri ve gönüllülük gibi bileĢenlere sahiptir. Toplumun, gönüllülük temelinde kurulmuĢ etkileĢim becerileri sayesinde, sorunlarını çözebilmesi sosyal geliĢmiĢlik düzeyine ıĢık tutan göstergelerden biridir. Bu bağlamda sivil toplumun vazgeçilmezi ve dolayısıyla yurttaĢlık bilincinin göstergesi kabul edilen gönüllülük, aynı zamanda sosyal sermaye düzeyini oluĢturan bileĢenlerden biridir. Gönüllülük, sosyal, kültürel ve ekonomik geliĢme süreçlerine katkı sağladığı gibi, bu süreçlerden de beslenmektedir. Gönüllülük anlayıĢı toplumlara ve toplumdaki çeĢitli kesimlere göre farklılık gösterebilmektedir. Türkiye‟de dar gelirlilere yaygın olarak yapılan yardımlar ve hibeler yanında, kan ve organ bağıĢı da bazen gönüllülük olarak tanımlanabilmektedir. Derneklerin, vakıfların, sivil toplum kuruluĢlarının faaliyetleri ve bazı kimselerin bu faaliyetlerde

1 2

Selçuk Üniversitesi, Konya, Türkiye Selçuk Üniversitesi, Konya, Türkiye 269

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

karĢılıksız olarak görev yapmaları gönüllülük kapsamında değerlendirilmektedir. Gönüllülük, menfaat beklemeden karĢılıksız olarak iĢ yapılması veya kendisine ait olmayan bir ihtiyacın tedarik edilmesi anlamına gelmektedir Bunun yanında gönüllülük resmî veya kanunî bir cebrîlik bulunmadan gerçekleĢtirilen faaliyetler olarak da tarif edilebilmektedir. Bu çalıĢmada, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde öğrenim gören ön lisans öğrencilerinin, üniversitedeki öğrenci toplulukları bünyesinde yapılan faaliyet ve aktivitelere katılıp katılmadıkları, buralara üye olup aktif organizasyonlarda yer alıp almadıkları hususu irdelenmiĢtir. Ayrıca, öğrencilere, üniversite dıĢında diğer sosyal aktivitelerin ve gönüllülük esasına dayalı sivil toplum faaliyetlerinin içerisinde bulunup bulunmadıkları ile ilgili sorular yöneltilmiĢ ve bir değerlendirme yapılmıĢtır. 2.SOSYAL SERMAYE KAVRAMI Sosyal sermaye kavramının tarihi geliĢimi ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermek bu çalıĢmanın amaç ve kapsamı dıĢındadır. Ancak kavram, adı konmadan önce bazı düĢünürlerin üzerinde durdukları (Ġbn-i Haldun‟un asabiyyet teorisi gibi) kavramlarla iliĢkilendirilmektedir. GeçmiĢte, Adam Smith, Emile Durkheim, Max Weber ve Montesquieu gibi birçok düĢünür tarafından iĢlenen bir konu olduğu belirtilmektedir (Toprak, 2007: 328). Sosyal sermayenin bugünkü anlamdaki teorik temelleri birçok çalıĢmada bu düĢünürlere ek olarak Alexis De Toqcueville, Karl Marks, Georg Simmel ve Ferdinand Tönnies‟in çalıĢmalarına da dayandırılmaktadır (Aydemir, 2011: 28; Field, 2008: 7-8; Uğuz, 2010: 16). Bu çalıĢmalardan sonra kavramın Ģekillenmesi eğitimci Lyda J. Hanifan, kent bilimci Jane Jacops ve ekonomist Glenn Loury‟nin çalıĢmalarıyla olmuĢtur (Aydemir, 2011: 29-30; Erdoğan, 2011: 10-12; Uğuz, 2010: 24). Ancak sosyal sermaye kavramına hayat veren, modern sosyal teorideki anlamına kavuĢturan düĢünürlerin Pierre Bourdieu, James S. Coleman ve Robert D. Putnam olduğu kabul edilmektedir (Aydemir, 2011: 30-31; Field, 2008: 13; Uğuz, 2010: 24-25). Bu üç toplum bilimci ile birlikte, sosyal sermayenin önemli bileĢenlerinden biri olan sosyal güvene vurgu yapan ve bu konudaki detaylı çalıĢmasıyla bilinen Francis Fukuyama da zikredilmektedir (Tecim, 2011: 40-41). Sosyal sermaye kavramının tanımlanması ve analizi çoğu zaman beĢerî sermaye kavramı ile birlikte değerlendirilerek yapılmaktadır (Coleman, 1988; OECD, 2001; Erdoğan, 2011). BeĢerî sermaye, tek tek insanlara ait olan ve onları daha üretken kılan, eğitim-öğretimle elde edilmiĢ bilgi ve yetenekleri ifade eden bir kavramdır. Sosyal sermaye kavramı ise daha çok iliĢkilerle ilgilidir. Hatta John Field (2008: 1), sosyal sermaye teorisinin iki sözcükle özetlenebileceğini belirtmektedir: “ĠliĢkiler önemlidir.” O‟na göre, insanların birtakım sosyal iliĢkiler kurmaları ve bu iliĢki ağlarının devam etmesini sağlamaları, esasen tek baĢlarına baĢaramayacakları veya zorlanacakları iĢleri baĢarabilmek için birlikte çalıĢabilmelerine de imkân vermektedir. Sonuç olarak, ortak bir hayat görüĢü paylaĢtığınız ne kadar çok insan tanıyorsanız, sosyal sermaye açısından o kadar zenginsinizdir. Sosyal sermaye kavramı, birçok alanda ilgi duyulan ve üzerinde çalıĢılan bir kavramdır. Bu sebeple kavrama iliĢkin tanımlar da çeĢitlilik arz etmektedir. Tanımı yapanın ilgi alanına göre bu tanımların içeriği de değiĢmektedir. Akademik çalıĢmaların çoğunda, sosyal sermayenin ölçülmesi ile ilgili zorluklar üzerinde durulduğu gibi, üzerinde uzlaĢılmıĢ bir tanımlamanın zorluğundan da bahsedilmektedir. Akademik disiplinler içinde farklı tanımlamaları görülen sosyal sermaye, örneğin iktisatta, “ekonominin bir arada tuttuğu toplum ruhu ve güvenin miktarı” Ģeklinde tanımlanır (Bishop, 2013: 331). Ancak, toplum bilimciler tarafından genellikle sosyal iliĢkiler yoluyla elde edilen bireysel yararlar; güven (trust), normlar (norms), iletişim ağları (networks), karşılıklılık (reciprocity), birlikler (associations) ve ortak (collective) faaliyetler sayesinde elde edilen kazanımlar ve dayanıĢma, sivil gelenekler veya topluluk ruhunun geliĢimine bağlı oluĢan sosyal erdemler olarak tarif edilmektedir (BaĢtürk, 2011: 51). Sosyal sermaye, Putnam için, koordine eylemlerle toplumun etkinliğini kolaylaĢtıran, sosyal organizasyonların güven, normlar ve iletiĢim ağları gibi özelliklerini ifade ederken (1993: 167), Coleman‟a göre, aile iliĢkilerinde ve toplumdaki sosyal organizasyonlarda var olan ve fertlerin sosyal ve bireysel geliĢimine yararlı kaynakların toplamıdır (1994: 300). Bourdieu ve Wacquant ise, sosyal sermayeyi, gerçekte veya uygulamada karĢılıklı tanıĢma ve tanımaya dayalı olarak belli ölçüde kurumsallaĢmıĢ, sağlam bir iletiĢim ağına sahip olması sayesinde bir bireyin ya da grubun payına düĢen kaynakların toplamı Ģeklinde tanımlamaktadır (1992: 119). Fukuyama daha basit bir ifadeyle, sosyal sermayeyi iki veya daha fazla birey arasında iĢbirliğini teĢvik eden informel bir norm örneği olarak betimlemektedir (2001: 7). Portes de sosyal sermayeyi üç temel iĢlevi üzerinden tanımlamaktadır: Sosyal sermayenin, a) Sosyal kontrolün kaynağı, b) Aileden gelen kaynaklar ve c) Aile dıĢı sosyal iliĢki ağları yoluyla elde edilecek kaynaklar olarak sınıflandırılabilecek sosyal eylem ve uygulamaları ifade ettiğini belirtmektedir (1998: 9). 3.SOSYAL SERMAYE BĠLEġENĠ OLARAK GÖNÜLLÜLÜK Sosyal sermaye ile ilgili çalıĢmalarda sosyal sermayenin sosyal iliĢkilerden doğduğu konusunda bir fikir birliği mevcuttur. Ancak sosyal sermayeyi oluĢturan sosyal iliĢkilerin özellikleri konusunda bir anlaĢmazlık bulunmaktadır. Sosyal sermayenin farklı disiplinler tarafından, farklı bir Ģekilde ele alınması ve tanımlanması sosyal sermayenin bileĢenleri (kaynakları, boyutları, unsurları) konusunda bir uzlaĢma sağlanmasını önlemektedir. Sosyal sermaye çalıĢmalarında iki farklı yaklaĢımın ön plana çıktığı görülmektedir. Bunlardan birincisi ağın yapısı üzerinde durur ve sosyal ağı tamamlayan bağların formel yapısı içinde sosyal sermaye bileĢenlerinin bulunduğunu savunur. Ġkinci yaklaĢım ise sosyal ağı tamamlayan bağların içeriğine odaklanarak, ağ yapısının özelliklerini incelemek yerine, paylaĢılan normlar, inançlar, yetenekler gibi sosyal sermayeyi etkileyen özellikler üzerinde durarak, bağların içeriklerine vurgu yapar. Bu

270

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

temel yaklaĢım farklılığından dolayı, bazı yazarlar, ağları ve ağların özelliklerini sosyal sermayenin bileĢeni olarak kabul ederken; bazıları güven, norm, inanç gibi bağların içeriklerini sosyal sermayenin bileĢeni olarak benimsemektedirler (Özdemir, 2007: 44). Hatta bazı yazarlar, sosyal sermayenin bileĢenlerinin aile, sivil toplum örgütleri, firmalar, kamu sektörü, etnik ve diğer sosyal gruplardan oluĢtuğunu belirterek, bu bileĢenlerin aileden millete uzandığı görüĢündedir (Karagül ve Masca, 2005: 43). Sosyal sermayenin ilk akla gelen bileĢenleri sosyal güven, normlar ve ağlar olarak kabul edilmektedir. Ancak bu üç bileĢenin içine aldığı, yakın olduğu baĢka bileĢenler de olduğu görülmektedir. Örneğin Narayan ve Cassidy‟ye (2001: 67) göre, güven, genelleĢmiĢ kurallar, grup özellikleri, sosyal giriĢkenlik, birliktelikler, komĢuluk bağları ve gönüllülük sosyal sermayenin önemli bileĢenleridir. Bu çalıĢma sosyal sermaye bileĢenlerinden gönüllülük üzerine odaklanmaktadır. Toplumun her zaman ihtiyaç duyduğu beĢerî ve sosyal sermayenin sağlıklı bir biçimde geliĢmesinde önemli bir rol oynayan gönüllülük, insanlar arasında güçlü bir dayanıĢmanın olduğu dengeli ve birleĢtirici toplumun oluĢmasında da doğrudan etkilidir. Gönüllülük, aynı zamanda sosyal ve insan odaklı kalkınmaya kattığı değer açısından da önem verilmesi gereken bir sosyal alandır (Aydınlıgil, 2013: 37). Gönüllü etkinlikler yoluyla sosyal sorunların çözümüne katkı sunmak, toplumda bireyselliğin sosyal dokuyu tahrip eden olumsuzluklarını gidermek, sosyal bütünleĢmeye ve uzlaĢmaya destek olmak açısından, sosyal dinamizmi sağlama potansiyeline sahiptir (ġan ve ġimĢek, 2011: 102). Sivil toplum ve gönüllülük çalıĢmalarına katılım, sosyal içerilmeyi güçlendirip dezavantajlı kiĢilerin içinde bulundukları topluluklara katılımını sağlayan bir „sosyal sermaye‟ olarak görülmelidir. Gönüllülük, özellikle topluma katılmakta zorluk çeken yoksul kiĢilerin, kadınların, kırsal kesimde yaĢayan kiĢilerin ve çocukların topluma katılması için bir yol çizerek, daha eĢitlikçi ve sosyal katılımı destekleyen bir sosyal sermayenin oluĢturulmasına katkıda bulunur (Aydınlıgil, 2013: 37). Gönüllülük, vatandaĢların toplumsal mesuliyet içinde, herhangi bir çıkar gözetmeksizin bilgi, beceri ve kaynaklarını bir sivil toplum kuruluĢunun amacı doğrultusunda kullanmalarıdır (Akalp, 2013: 54). Gönüllülük, kalkınma süreçlerine doğrudan katkıda bulunan ve karĢılığında bu süreçlerden etkilenen toplumsal bir olgudur. Gönüllülük farklı toplum ve topluluklarda farklı anlamlara sahip olmakla birlikte, geliĢmiĢlik düzeyi ve sosyal kesimlere bağlı olarak farklı Ģekillerde yorumlanmaktadır. Türkiye‟de sıkça rastladığımız, bayramlarda geleneksel olarak yapılan yardımlar, bağıĢlar ve kan bağıĢı, zaman zaman gönüllülük olarak tanımlanabilir. Sendika üyelikleri veya farklı meslek odaları tarafından yapılan iĢler gönüllü birer iĢ olarak değerlendirilebilir. Bazı toplumlarda gönüllülük, bireysel ve maddi çıkar gözetmeksizin yapılan iĢ anlamına da gelmektedir. Gönüllülük aynı zamanda resmi veya kurumsal ortamın dıĢında ve dıĢarıdan gelen herhangi bir zorlama olmaksızın yapılan faaliyetler olarak tanımlanır (Aydınlıgil, 2013: 34). Gönüllülük, geleneksel yardımlaĢma, sosyal hizmetlerin ulaĢtırılması ve farklı sivil katılım yolları gibi çok çeĢitli aktiviteleri iĢaret eder. Gönüllülük hür irade ile toplumun genelinin iyiliği için yapılan ve maddi çıkarın asıl harekete geçirici etmen olmadığı bir faaliyettir. En önemlisi, gönüllülük vatandaĢ olmanın bir ifadesi ve içinde bulunduğumuz insani iliĢkilerin ayrılmaz bir parçasıdır: dayanıĢma, bağlılık ve katılım gibi fikirlerden etkilenen gönüllülük hem toplumların hem de bireylerin refahına katkı sağlar (UNV, 2013: 12). Gönüllü çalıĢmalar her insanın içinde var olan toplumsal geliĢime katılım isteğinin sivil toplum kuruluĢları kanalıyla canlandırılması ve etkin hale getirilmesidir. Gönüllü çalıĢmalar aynı zamanda kiĢinin sahip olduğu bilgi, yetenek ve birikimlerini çevresiyle, toplumla paylaĢarak haz almasına, keyif duymasına, mutlu olmasına olanak sağlayan uğraĢlardır. Gönüllü çalıĢmaların etkinleĢebilmesine olanak sağlayan sivil hareketlerin çoğalması ve yaygınlaĢması ise toplumun kültürel alıĢkanlıkları ve gelenekleriyle mümkün olabilmektedir (Betil, 2013: 16). Gönüllü altyapısı ile ilgili bütün koĢullara uygun düĢen bir model bulunmamakla birlikte, aĢağıda yer alan dört temel etmen, gönüllülük faaliyetinden yararlanmaya imkân sağlayan etkili bir yapının temelini oluĢturmaktadır (UNV, 2013: 14): • Gönüllülükle ilgili ortak bir mantalite oluĢturmak ve değerinin herkesçe teslim edilmesi; • Uygun bir ortamın oluĢturulması ve sürdürülmesi; • Gönüllülüğü harekete geçirecek ve kolaylaĢtıracak çeĢitli yaklaĢımları benimsemek; • Sürdürülebilir bir kaynağın sağlanması Gönüllülük, tüm farklı çeĢitleri ile bütün dünyada olduğu gibi Türkiye‟de de çok uzun süredir var olmakta olup Türk toplumu geleneksel olarak gönüllülüğe değer vermiĢ, ancak gönüllülüğün bir topluma sağladığı potansiyel katkıları tam olarak fark edip kullanmayı henüz tam anlamıyla baĢaramamıĢtır (UNV, 2013: 12). Türkiye‟de gönüllülüğün geliĢimi, genel olarak sivil toplum ve vatandaĢ katılımının 1980‟li yıllardan beri yaĢadığı dönüĢümün bir parçası ve 1980 yılındaki askeri darbenin sonucu olarak neredeyse tüm sivil toplum kuruluĢlarının yasaklandığı, pek çok sivil toplum kuruluĢunun ise tamamen kapatıldığı bir dönemden 1990‟lı yıllarda sivil topluma yeni bir ivme kazandırıldığı döneme evrilmiĢir. Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Eğitim Gönüllüleri Vakfı gibi Türkiye‟deki en büyük gönüllü kuruluĢlar bu dönemde kurulmuĢtur (UNV, 2013: 12). Gönüllülük Türkiye‟de sivil alanın geniĢlemesi ve

271

geliĢmesi ile birlikte, öğrenilen, hakkında tartıĢılan,

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

görünürlüğü artan ve yaygınlaĢan bir kurum haline dönüĢürken dezavantajlı öznelerin ve/ya grupların görünürlüklerini artırarak toplumsal katılımın da bir aracı olabilir (Yurttagüler, 2013: 27). Gençler için gönüllülük iyi bir öğrenme yöntemi olup gençler gönüllü faaliyetler yoluyla bireysel özelliklerini güçlendirip geliĢtirirken, aynı zamanda yeni beceriler edinir ve hatta kendi içlerindeki yeni yetenekleri keĢfeder. Gönüllülük yoluyla elde edilen beceri ve yetkinlikler, gençlerin mesleki geliĢimine de katkıda bulunabilir. Örneğin, sosyal iliĢkilerin geliĢtirilmesi, özgüveninin artması, toplum içerisindeki farklı sosyal konularda bilgi sahibi olması, yardım toplama, proje uygulama, çeĢitli paydaĢlarla ilgilenme gibi faaliyetlerin her biri, bireyin profesyonel kapasitesini olumlu yönde etkileyerek iĢ bulmasını kolaylaĢtıracaktır. Ancak, genç gönüllülüğünün sosyal ve siyasal boyutları da bulunmakta olup, bu gönüllülük çeĢidinin yalnızca resmi olmayan bir tür eğitim yöntemi olarak görülmemesi gerekir. Gönüllülük, farklı kültürler, dinler, diller ve yaĢam tarzları arasında sosyal iĢbirliği yaratmak suretiyle, olumlu sosyal geliĢmelere katkıda bulunup sosyal dayanıĢma ve nihayetinde sosyal barıĢ yaratarak, Türk toplumunda aktif vatandaĢlığın bir göstergesi olmuĢ ve olmaya devam etmektedir. Dahası, gönüllülük birçok kiĢi için siyasi bir duruĢ ve hatta felsefe benimseme anlamına gelmektedir (Bağcı, 2013: 48). 4.ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN GÖNÜLLÜ FAALĠYETLERE KATILIMI ÜZERĠNE BĠR ALAN ARAġTIRMASI 4.1. ÇalıĢmanın Amacı Bu araĢtırma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu örneğinde, üniversite öğrencilerinin gönüllü faaliyetlere katılma durum ve eğilimlerini belirlemeyi, sosyal sermaye düzeylerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Bunun yanında, öğrencilerin üniversitedeki öğrenci toplulukları bünyesinde yapılan faaliyet ve aktivitelere katılıp katılmadıkları, buralara üye olup aktif organizasyonlarda yer alıp almadıkları hususu irdelenmektedir. Ayrıca, öğrencilerin üniversite dıĢında diğer sosyal aktivitelerin ve gönüllülük esasına dayalı sivil toplum faaliyetlerinin içerisinde bulunup bulunmadıkları değerlendirilmektedir 4.2. ÇalıĢmanın Kapsamı ÇalıĢma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu öğrencilerini kapsamaktadır. 2014 - 2015 öğretim yılı içinde bu okulda öğrenim görmekte olan öğrencilerle sınırlıdır. Anket çalıĢması, bu meslek yüksekokulu bünyesinde, mümkün olduğunca farklı bölümlerde öğrenim gören öğrencilere uygulanmıĢtır. Bu bağlamda, 9 bölümde toplam 61 öğrenciye ulaĢılmıĢtır. Bu anketlerden 7 adedi makul bir analiz ve değerlendirme yapmaya uygun olmadıkları için dikkate alınmamıĢtır. 54 adet anket geçerli sayılmıĢ ve verileri incelenmiĢtir. 4.3. ÇalıĢmanın Yöntemi AraĢtırmada anket yöntemi kullanılmıĢtır. Katılımcılara kapalı uçlu 35 adet soru yöneltilmiĢtir. Anket çalıĢmasından elde edilen veriler, SPSS 16.0 programında oluĢturulan tabloya girilerek analiz edilmiĢtir. ÇalıĢmada öncelikle, sosyal sermaye düzeyini ve gönüllü faaliyetlere katılımı etkileyebilecek yaĢ, cinsiyet, gelir düzeyi, ikamet yeri gibi demografik özelliklerle ilgili sorular yöneltilmiĢtir. Ankete katılan öğrencilerin bölümlere göre dağılımı belirlenmiĢtir. Daha sonra gönüllü faaliyetlere katılma durumları, katılım duyarlılıkları sivil topluluklara üyelikleri ile ilgili sorular sorulmuĢtur. 4.4. ÇalıĢmanın Bulguları Anket çalıĢması 20‟si kız, 34‟ü erkek olmak üzere 54 öğrenci üzerinde uygulanmıĢtır. Bu öğrencilerin % 55,6‟sı (30) ortaöğretimden mezun olarak gelmiĢtir. % 40,7‟si (22) daha önce baĢka bir önlisans programını bitirmiĢ, % 3,7‟si de (2) lisans mezunudur. Öğrencilerin yaĢ gruplarına göre dağılımı Ģöyledir: Tablo 1: Öğrencilerin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı YAŞ

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

18-20 Yaş

10

18,5

18,5

18,5

21-25 Yaş

33

61,1

61,1

79,6

26-30 Yaş

8

14,8

14,8

94,4

30 Yaş ve Üzeri

3

5,6

5,6

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Ankete katılan öğrencilerin % 59,3‟lük (32) önemli bir kısmı ailesiyle birlikte yaĢamaktadır. % 40, 7‟si (22) yurtta veya öğrenci evinde kalmaktadır. Akraba yanında kalan öğrenci bulunmamaktadır. Öğrencilere kendilerinin veya ailelerinin gelir seviyesi sorulmuĢtur. Öğrencilerin gelir düzeylerine göre dağılımı Ģu Ģekildedir:

272

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

Tablo 2: Öğrencilerin Kendilerinin ve Ailelerinin Gelir Düzeylerine Göre Dağılımı GELİR DÜZEYİ

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

500 TL'den Az

2

3,7

3,7

3,7

500-1000 TL

2

3,7

3,7

7,4

1001-2000 TL

16

29,6

29,6

37,0

2001-3000 TL

17

31,5

31,5

68,5

3000 TL üzeri

17

31,5

31,5

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Tablo 2‟ye bakıldığı zaman, öğrencilerin bazılarının, muhtemelen yarı zamanlı çalıĢtıklarından dolayı kendi gelirlerine göre değerlendirme yaptıkları görülmektedir. Ayrıca % 31,5 oranında (17) 3000 TL ve üzeri gelir düzeyi göze çarpmaktadır. Ankete katılan öğrencilerin % 46,3‟ü (25) baĢka Ģehirlerden gelmiĢ, % 53,7‟lik (29) önemli bir kısmı Konya Ġli‟ndendir. Öğrencilerin bölümlere göre dağılımı Ģöyledir: Tablo 3: Öğrencilerin Bölümlere Göre Dağılımı BÖLÜM

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

Büro Yönetimi ve Yönetici Asist.

8

14,8

14,8

14,8

Dış Ticaret

12

22,2

22,2

37,0

Bankacılık ve Sigortacılık

2

3,7

3,7

40,7

Muhasebe ve Vergi Uyg.

4

7,4

7,4

48,1

Turizm ve Otel İşletmeciliği

6

11,1

11,1

59,3

Halkla İlişkiler ve Tanıtım

5

9,3

9,3

68,5

Pazarlama

9

16,7

16,7

85,2

İşletme Yönetimi

4

7,4

7,4

92,6

Lojistik

4

7,4

7,4

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Öğrencilere “Gönüllülük sizin için ne ifade ediyor?” sorusu yöneltilmiĢ ve Tablo 4‟teki yanıtlar alınmıĢtır. Sunulan seçeneklere göre dengeli bir dağlımın olduğu gözlemlenmektedir. Ancak, “bir yerde karĢılık beklemeden çalıĢmak” ve “düĢünce, bilgi ve deneyimleri karĢılıksız paylaĢmak” seçenekleri (toplam 42,6) bir yana bırakılırsa, “ihtiyaç sahiplerine maddî yardımda bulunmak ve onlara zaman ayırmak” Ģeklinde bir araya getirilebilecek seçeneklerin (toplam 57,4) geleneksel, dinî ve kültürel köklerimizle bağlantılı olduğu söylenebilir.

273

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

Tablo 4: Gönüllülük GÖNÜLLÜLÜK

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

Bir yerde karşılık beklemeden çalışmak

11

20,4

20,4

20,4

8

14,8

14,8

35,2

12

22,2

22,2

57,4

11

20,4

20,4

77,8

12

22,2

22,2

100,0

54

100,0

100,0

Desteğe muhtaç olanlarla ilgilenmek, zaman geçirmek Düşünce, bilgi ve deneyimleri karşılıksız paylaşmak İhtiyaç sahiplerine maddi yardımda bulunmak İhtiyacı olanlara maddi destek vermek ve zaman ayırmak TOPLAM

Öğrencilere, daha önce gönüllü bir faaliyete katılıp katılmadıkları sorulmuĢtur. Buna, 13 öğrencinin (% 24,1) olumsuz yanıt verdiği, 41 öğrencinin (% 75,9) evet dediği görülmüĢtür. Ancak takip eden sorulara verilen yanıtlara bakılınca, bu katılımların yarıdan fazlasının yoksullara yardım faaliyetleri (Tablo 5) olduğu ve ailenin önemli bir teĢvik edici faktör (Tablo 6) olarak ifade edildiği anlaĢılmaktadır. Bu da, burada ifade edilen gönüllü faaliyetlerin önemli bir kısmının gelenekten ve dinden beslendiği, dinî ve geleneksel zaman dilimlerinde toplumun çoğu tarafından gerçekleĢtirilen yardım faaliyetleri olabileceği izlenimi vermektedir. Bununla birlikte Tablo 6‟da “topluma ve çevreye faydalı olma güdüsü”nün gönüllü faaliyetlere teĢvik edici bir sebep olarak daha belirgin olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Tablo 5: Gönüllü Faaliyete KatılmıĢ Olanların Bu Faaliyetlere Göre Dağılımı

GÖNÜLLÜ FAALİYETLER

Yoksullara yardım faaliyetleri

Eğitim, Sağlık

Yaşlılar, Kadınlar, Çocuklar, Engelliler

Fikir ve Sanat Faaliyetleri

Doğa, Çevre, Hayvanlar

TOPLAM

Evet

22

3

7

2

7

41

TOPLAM

22

3

7

2

7

41

Ülkemizin sosyal, dinî ve kültürel değerleri ile değerlendirdiğimizde gönüllülük kavramının genç bireyler arasında kendinden daha muhtaç bulunan vatandaĢlara yardımda bulunmak olarak değerlendirilmesi gayet normal görünmektedir. Ülkede merkezî idare baĢta olmak üzere yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluĢlarına kadar birçok kurum sosyal yardım adı altında yoksul bireylerin temel ihtiyaçlarının karĢılanması noktasında icraatlarda bulunmaktadırlar. Tablo 6: Gönüllü Faaliyete Teşvik Eden Sebep

Ailem

Gönüllü Arkadaşlarım

Üniversite İçin Zorunluluk Olması

Topluma ve Çevreye Faydalı Olma Güdüsü

Kendimi Geliştirmek ve CV'de Bulunması için

TOPLAM

Evet

10

12

1

17

1

41

TOPLAM

10

12

1

17

1

41

GÖNÜLLÜ FAALİYETE KATILMIŞ OLANLARI BUNA TEŞVİK EDEN SEBEP

Doğu toplumlarının kendine has özelliklerinden biri olan yardımlaĢma ve dayanıĢma duygusu öğrencilerin verdikleri yanıtlarda da kendini göstermektedir. ArkadaĢların tavsiyesi yahut içinde yaĢadığı topluma karĢı sorumluluk

274

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

hissetmesi öğrencileri gönüllülük faaliyetlerine yöneltmektedir. Tablo 7: Gönüllü Bir Faaliyete Katılmamış Öğrencilerin Katılmama Gerekçeleri

GÖNÜLLÜ BİR FAALİYETE KATILMAMA GEREKÇESİ

Beni kimse teşvik etmedi

Böyle

Yeterince

Fırsatım

Faaliyetlere

olmadı

ilgi duymadım

faaliyetler

etkili

TOPLAM

hakkında

bulmadım

bilgim yok

Hayır

4

5

1

1

2

13

TOPLAM

4

5

1

1

2

13

Herhangi bir gönüllü faaliyete katılmama gerekçesi olarak ise en baĢat çıkan cevaplar birileri tarafından teĢvik edilmemek ve fırsat bulunamaması yanıtlarıdır. Bu tür faaliyetler hakkında bilgi sahibi olmamanın kabulü daha zor görünmektedir. Öğrencilerden 57,4‟ü (31) bir dernek veya topluluğa üye olduğunu belirtmiĢtir. Üyeliği bulunmayanların oranı ise 42,6‟dır (23). Öğrencilerin gönüllü faaliyetlere ve herhangi bir dernek veya topluluğa katılım oranlarının, ülke ortalaması dikkate alındığında gayet iyi seviyede olduğu düĢünülebilir. Bir dernek veya topluluğa üye olanların toplantılara katılma durumu Tablo 8‟de görülmektedir: Tablo 8: Dernek/Topluluğa Üye Olanların Toplantılara Katılma Durumu

TOPLANTILARA KATILIM

Aksatmadan katılırım

Çok sık katılırım

Bazen Katılırım

Çağırırlarsa katılırım

Evet

4

4

12

11

TOPLAM

4

4

12

11

Hiç Katılmam 0

TOPLAM

31

0

31

Öğrencilerin üye oldukları dernek veya toplulukların toplantılarına düzenli bir Ģekilde katılmadıklarını söyleyebiliriz. Bu tablodan, üyeliği bulunan 31 öğrenciden 23‟ünün toplantılara birincil önem vermediklerini, çağırmaları durumunda veya daha önemli bir iĢleri olmadığı zamanlarda katıldıklarını çıkarmak mümkündür. AĢağıdaki tabloda üyeliği bulunan öğrencilerin dernek veya topluluklarda, hangi düzeyler ve kademelerde görev aldıkları görülmektedir: Tablo 9: Dernek/Toplulukta ÇalıĢma Düzeyleri

ÇALIŞMA DÜZEYİ

Sadece üye olarak

Komisyonlarda

Alt yönetim kademesinde

Üst yönetim kademesinde

Başkanlık yaptım

TOPLAM

Evet

17

4

8

0

2

31

TOPLAM

17

4

8

0

2

31

Üyeliği bulunan öğrencilerin bu sivil yapılanmalar içindeki çalıĢma düzeyleri (Tablo 9), toplantılarına katılım yoğunluklarıyla (Tablo 8) uyumlu görünmektedir. BaĢkanlık düzeyinde çalıĢan 2 öğrenci ile birlikte alt yönetim kademesinde çalıĢanların toplamı 10 kiĢidir. Üst yönetim kademesinde çalıĢan öğrenci bulunmamaktadır. Geriye kalan 21 kiĢi sadece üye olarak veya komisyonlarda görev yapmaktadır. Tablo 10: Dernek/Topluluklara Üye Olmayan Öğrencilerin Gerekçeleri

275

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

BİR DERNEK / TOPLULUĞA ÜYE OLMAYANLARIN GEREKÇELERİ

Beni kimse teşvik etmedi

Fırsatım olmadı

Faaliyetlerine ilgi duymadım

Yeterince etkili bulmadım

Böyle topluluklar hakkında bilgim yok

TOPLAM

Hayır

7

2

2

0

12

23

TOPLAM

7

2

2

0

12

23

Herhangi bir dernek veya topluluğa üye olmayan öğrencilerin yarıdan çoğu (12) böyle yapılanmalar hakkında bilgilerinin olmadığını belirtmiĢlerdir (Tablo 10). Bunların dıĢında en büyük grubun (7), böyle topluluklara katılmak için birinin teĢvik etmesine ihtiyaçları olduğu gözlemlenmektedir. Kısacası, üyeliği bulunmayan 23 öğrenciden 19‟unun, dernek ve topluluklar hakkında bilgili olmadıkları ve bunlara ilgi duymadıkları kolaylıkla söylenebilir. Tablo 12: Dernek/Toplulukta Güven KATILDIĞINIZ/KATILACAĞINIZ BİR DERNEK/TOPLULUKTA DİĞER ÜYELERE GÜVENİR MİSİNİZ?

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

Güvenirim

5

9,3

9,3

9,3

Aynı toplulukta olmak güvenimi olumlu etkiler

28

51,9

51,9

61,1

Aynı toplulukta olmak güvenimi etkilemez

14

25,9

25,9

87,0

Güvenmem

7

13,0

13,0

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Üyeliği bulunan öğrencilerin aynı topluluktaki diğer üyelere güvenme durumlarına bakıldığı zaman (Tablo 12), grup içindeki diğer üyelere % 61,1 oranında güven duyulduğu sonucunu görmek mümkündür. Ayrıca aynı toplulukta olmak güvenimi olumlu veya olumsuz yönde etkilemez diyenlerin oranının da % 25,9 olduğu göz önünde tutulursa, güvenmeyenlerin oranı % 13 düzeyinde kalmaktadır. Tablo 13: Dernek/Topluluğa Katılım Beklentisi BİR DERNEK/TOPLULUĞA KATILMAKTAN BEKLENTİNİZ NEDİR?

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

Çevre edinmek

21

38,9

38,9

38,9

Ortama uyum sağlamak

5

9,3

9,3

48,1

İletişime ihtiyaç duymak

14

25,9

25,9

74,1

Başarıya ulaşmak

14

25,9

25,9

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Ankette, katılımcılara bir dernek veya topluluğa katılmaktan beklentileri de sorulmuĢtur (Tablo 13), bunu baĢarının yollarından biri olarak görenlerin oranı % 25,9‟dur. Çevre edinmek, iletiĢime ihtiyaç duymak ve ortama uyum sağlamak gibi sosyalleĢmeyi sağlayan yararlara yönelik beklentinin (% 74,1) daha ağır bastığı görülmektedir. Tablo 14: Gönüllü Faaliyete Katılma Konusunda DüĢünceler

276

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

BİR GÖNÜLLÜ FAALİYETE KATILMA KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Frekans

%

Geçerli %

Kümülatif %

Madden desteklerim

1

1,9

1,9

1,9

Zaman ayırırım

30

55,6

55,6

57,4

Hem madden desteklerim, hem zaman ayırırım

19

35,2

35,2

92,6

Ne madden desteklerim, ne zaman ayırırım

4

7,4

7,4

100,0

TOPLAM

54

100,0

100,0

Öğrencilere, çevrelerinde gerçekleĢtirilecek bir gönüllü faaliyete katılma konusunda ne düĢündükleri sorulduğunda (Tablo 14), yanıtlar, “zaman ayıran ve madden destekleyenler” yanında “sadece zaman ayıran” ve “sadece madden destekleyenlerin” toplamı % 92,6 gibi yüksek bir oranla, bu faaliyeti desteklemek yönündedir. Buradan da anlaĢılıyor ki, teĢvik bekleyen, fırsat bulamayan ve gönüllü faaliyetler hakkında bilgi sahibi olmayanların da, gönüllü faaliyetlere katılım duyarlılıkları belirgin düzeyde yüksektir. 5.

SONUÇ

Türkiye‟de sivil toplumun geliĢebilmesi yönünde önemli bir potansiyel vardır. Toplumda iyi örnek oluĢturmak amacıyla hareket etmeyi temel prensip olarak benimsemiĢ olan ve açıkça savunan sivil toplum kuruluĢlarının hızla büyümesi ve sayılarının artması imkânı yüksektir. Yerelden baĢlayarak toplumun genelinde iyi örnek oluĢturmaya ve gönüllü faaliyetlere duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. “Ġyi örnekler” oluĢturulması, bunun açıkça tanıtılması, uygulamaların süreklilik göstermesi durumunda sivil topluma güven duyulması sağlanabilir. Katılımcılığın ve Ģeffaflığın sağlanmasıyla, toplum desteğinin hızla artması mümkündür. Bu yaklaĢımı gerçekleĢtirecek, gönüllü katılımını arttıracak ve sivil toplumu geliĢtirecek olan bu yeni anlayıĢı uygulayabilecek kesim genç kuĢaktır. Sivil toplumun geliĢmesi demokrasinin geliĢmesi demektir. Bu sebeple gençlere bu fırsatın tanınması geleceğin Türkiyesi‟ne çok önemli bir katkı yapacaktır (Betil, 2013: 17). Genç bireylerin gönüllük ve sivil toplum faaliyetleri konusunda eğitilmesi ve geliĢtirilmesi kent, toplum ve ülke meselelerine duyarlı olmalarını da sağlayacaktır. Çünkü gönüllülük ve sivil toplum faaliyetleri, bir arada yaĢama kültürünün ve demokrasinin geliĢtirilmesi, sosyal ve siyasal katılımın arttırılması için her zaman yeni fırsatlar doğuracaktır. Gençler arasında gönüllülüğünün artırılması, her Ģeyden önce sosyal sorumluluk, aktif vatandaĢlık ve karar verme süreçlerine dahil olma gibi konularının savunularak bu konularda farkındalık yaratılmasını gerekli kılmaktadır. Gençlerin, ister çocuk, kadın ve engelli haklarının gözetilmesi, ister çevrenin korunması, isterse de iĢsizlik ve eğitim konuları olsun, içinde bulundukları toplumda gözlemledikleri problemlere çözüm üretmede aktif rol almalarının teĢvik edilmesi gerekmektedir (Bağcı, 2013: 49). Gençlerin bir amaç için çalıĢmaları, fedakârlıkta bulunmaları, zaman ayırmaları, sivil topluluklar içindeki faaliyetleri yaĢayarak öğrenmeleri onlara sorumlu bireyler olmayı öğretecek, sosyal ve kültürel bir birikim edinmelerini sağlayacak, hayatta ve kariyerlerinde de baĢarılı olabilmenin yollarını açabilecektir. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu örneği üzerinden bir değerlendirme yapılacak olursa, öğrencilerin gönüllük faaliyetlerine bakıĢı dinî, geleneksel ve kültürel köklerden beslenmektedir. Çünkü gönüllülük, daha ziyade ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak, zaman ayırmak ve onlarla ilgilenmek Ģeklinde anlaĢılmaktadır. Genel olarak ülkemizde genç bireyler arasında, gönüllülük kavramının kendinden daha muhtaç bulunan vatandaĢlara yardımda bulunmak olarak değerlendirmesi, ülkemizin sosyal, dinî ve kültürel değerleri göz önüne alındığında gayet normal görünmektedir. Ülkemizde merkezî idare baĢta olmak üzere yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluĢlarına kadar birçok kurum ve kuruluĢ, sosyal yardım adı altında ihtiyaç sahibi bireylerin temel ihtiyaçlarının karĢılanmasına yönelik çalıĢmalarda bulunmaktadırlar. Belirtilmelidir ki, öğrencileri gönüllü faaliyetlere teĢvik eden sebepler arasında, topluma ve çevreye faydalı olma güdüsü öne çıkmaktadır. Öğrencilerin gönüllü faaliyetlere ve herhangi bir dernek veya topluluğa katılım oranlarının, ülke ortalaması dikkate alındığında gayet iyi seviyede olduğu düĢünülebilir. Ancak öğrencilerin üye oldukları dernek veya toplulukların toplantılarına düzenli bir Ģekilde katılmadıkları görülmüĢtür. Öğrencilerin bu toplantılara birincil önem vermediklerini, çağrılmaları durumunda veya daha önemli bir iĢleri olmadığı zamanlarda katıldıklarını söylemek mümkündür. Sonuç olarak, öğrencilerin gönüllü faaliyetlere katılma duyarlılıklarının yüksek olduğu, ancak, gönüllülüğün bu gençler arasında arttırılması için, belli noktalarda teĢvik, yönlendirme ve bilgilendirmeye ihtiyaç duydukları görülmektedir.

277

1st International Congress on Applied Sciences : Social Capital – UUBK’2015

KAYNAKÇA AKALP, D. Ġstem (2013), “Gönüllüğün Eğitim Alanına Etkisi: Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfının Deneyimleri”, Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, s. 54-58, BirleĢmiĢ Milletler Gönüllüleri (UNV) Programı, Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Ġstanbul. AYDEMĠR, M. Ali (2011), Sosyal Sermaye - Topluluk Duygusu ve Sosyal Sermaye Araştırması, Çizgi Kitabevi, Konya. AYDINLIGĠL, Seyhan (2013), “Sosyal Politika GeliĢtirmede yeni bir Alan: Gönüllülük”; Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, s. 32-38, BirleĢmiĢ Milletler Gönüllüleri (UNV) Programı, Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Ġstanbul. BAĞCI, Görkem (2013), “Genç Gönüllülüğü: KiĢisel ve Sosyal Kalkınmaya Giden Çift Yönlü Yol”, Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, ss. 49-51, BirleĢmiĢ Milletler Gönüllüleri (UNV) Programı, Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Ġstanbul. BAġTÜRK, ġenol (2011), “Türk Toplumunda Sosyal Sermaye, Toplumsal Ağlar ve Sosyal Hareketlilik”, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Bursa. BETĠL, Ġbrahim (2013), “Etkin Bir Sivil Toplum Yansıması olarak Gönüllülük: KarĢılaĢtığı Zorluklar ve Fırsatlar”, Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, s. 16-17, BirleĢmiĢ Milletler Gönüllüleri (UNV) Programı, Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Ġstanbul. BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER GÖNÜLLÜLERĠ (UNV) Programı (2013), Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, ss. 12-15, Ġstanbul. BISHOP, Matthew (2013), A’dan Z’ye Ekonomi Sözlüğü (Çev.: ġ. Akın, B. Akın ve C. Yıldız), Adres Yayınları, Ankara. BOURDIEU, Pierre ve Wacquant, Loic J. D. (1992), An Invitation to Reflexive Sociology, University of Chicago, Polity Press, Chicago. ERDOĞAN, Melike (2011), “Yerel Yönetimlerde Toplumsal Sermaye, Teori ve Katılımcı Pratikler”, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ġzmir. FUKUYAMA, Francis (2001), “Social Capital, Civil Society and Development”, Third World Quartely, Vol. 22, No. 1, s. 7-20. COLEMAN, James S. (1994), Foundations of Social Theory, The Belknap Press of Harvard University Press, USA. COLEMAN, James S. (1988), “Social Capital in the Creation of Human Capital”, American Journal of Sociology, Vol. 94, s. 95-120. FIELD, John (2008), Sosyal Sermaye (Çev.: B. Bilgen & B. ġen), Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul. KARAGÜL, Mehmet ve MASCA, Mahmut (2005), “Sosyal Sermaye Üzerine Bir Ġnceleme”, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Bahar 2005, 1, 37-52. NARAYAN, Deepa ve CASSIDY, Michael F. (2001), “A Dimensional Approach to Measuring Social Capital: Development and Validation of a Social Capital Inventory”, Current Sociology, March 2001, Vol. 49 (2), 59-102. OECD (2001), The Well-being of Nations: The Role of Human and Social Capital, OECD, Paris. ÖZDEMĠR, Aytül AyĢe (2007), Sosyal Ağ Özellikleri Bakış Açısıyla Sosyal Sermaye ve Bilgi Yaratma İlişkisi: Akademisyenler Üzerinde Yapılan Bir Alan Araştırması, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, EskiĢehir. PORTES, Alejandro (1998), “Social, Capital: Its Origins and Applications in Modern Sociology”, Annual Review of Sociology, Vol. 24, s. 1-24. PUTNAM, Robert D. (1993), Making Democracy Work: Sivic Traditions in Modern Italy, Princeton University Press, Princeton, New Jersey. ġAN, Mustafa Kemal ve ġĠMġEK, Rıdvan (2011), “Sosyal Sermaye Kavramının Tarihsel-Sosyolojik Arkaplanı”, Akademik İncelemeler Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 88-110. TECĠM, Erhan (2011), Sosyal Güven, Sosyal Sermaye ve Dindarlık Çalışması, Çizgi Kitabevi, Konya. TOPRAK, Zerrin (2007), “Yerelde YönetiĢim Olgusunda Demokratik Kazanımları Teorik ve Pratik Temelli YaklaĢımlar”, 2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 325-355, TEPAV, 25-26 Ekim 2007, Ege Üniversitesi, Ġzmir. UĞUZ, Hülya E. (2010), Kişisel ve Kurumsal Gelişmeye Farklı Bir Yaklaşım - Sosyal Sermaye, Orion Kitabevi, Ankara. YURTTAGÜLER, Laden (2013), “Vaka analizi: STK‟larda Gönüllülük ve Gönüllülük Politikaları”, Türkiye’de Gönüllülük, Gönüllülüğün Rolünün ve Katkılarının Keşfedilmesi, ss. 18-27, BirleĢmiĢ Milletler Gönüllüleri (UNV) Programı, Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, Ġstanbul.

278

Lihat lebih banyak...

Comentarios

Copyright © 2017 DATOSPDF Inc.